Apple, iOS 7’den bu yana platformlarında yaptığı en dikkat çekici tasarım değişikliklerinden birini hayata geçiriyor: Liquid Glass. Şirketin İnsan Arayüzü Tasarım Başkan Yardımcısı Alan Dye’ın açıklamalarına göre, “Liquid Glass” adı verilen bu yeni tasarım dili, yalnızca görsel olarak değil, aynı zamanda Apple’ın donanım ve yazılım bütünleşmesine yönelik uzun vadeli vizyonunu da yansıtıyor.
Apple, Liquid Glass ile tüm işletim sistemlerini baştan tasarlıyor
Apple’ın 2025 itibarıyla sahip olduğu entegre ekosistem dikkate alındığında, Liquid Glass’ın ortaya çıkışı sürpriz değil. iPhone, iPad ve Mac arasında kesintisiz geçiş yapılabilen bu yapıda, Universal Control gibi özelliklerle kullanıcılar aynı klavye ve trackpad’i cihazlar arasında rahatlıkla kullanabiliyor. AirPods’ların cihazlar arasında anında senkronize olması da bu bütünlük içinde yer alıyor.
Yeni Liquid Glass tasarımı, iOS 26, iPadOS 26, macOS 26, watchOS 26, tvOS 26 ve visionOS 26 dâhil olmak üzere Apple’ın tüm platformlarında uygulanacak. Alan Dye, bu tasarımın ilk bakışta radikal değişiklikler sunmadığını belirtiyor. Kullanıcı arayüzü, kullanıcıya tanıdık gelecek biçimde korunurken, görsel malzeme olarak camın dijital bir yansıması tercih ediliyor. Dye’ın ifadesiyle: “Liquid Glass, kullanıcıya anında tanıdık gelecek şekilde tasarlandı.”
Etkinliğin ardından Alan Dye ile yapılan kısa bir görüşmede, tasarımın ardındaki düşünce yapısı daha ayrıntılı biçimde ortaya kondu. Dye, Liquid Glass’ın kökenlerinin büyük ölçüde visionOS’a dayandığını ifade etti. 2023’te tanıtılan visionOS, uygulamaları, mesajları, FaceTime görüşmelerini ve diğer içerikleri gerçek dünya üzerine yerleştirerek kullanıcıya katmanlı bir deneyim sunuyordu. Dye, bu çalışmalardan elde edilen deneyimin, Liquid Glass’ın geliştirilmesinde temel rol oynadığını söyledi.
Liquid Glass, fiziksel camdan farklı olarak çok daha esnek ve dönüşebilir bir yapıda sunuluyor. Apple Watch, iPhone ve iPad’de parmağın ekran üzerinde kaymasıyla ortaya çıkan akıcılık hissi, bu yeni dijital materyalin etkisini yansıtıyor. Örneğin Müzik uygulamasındaki yeni alt çubukta, seçilen öğenin oval bir şekle dönüşerek kayması, bu yeni etkileşim biçimlerinden sadece biri.
Dye, Liquid Glass’ın bir cam olarak işlev görmekten çok, ekranlar arası geçişlerde ve uygulamalar arasında gezinmede akıcı bir deneyim sunmayı amaçladığını belirtiyor. Mac’te imlecin hareketi ya da uygulama pencerelerinin birbirine geçişi bu bütünlüğü destekliyor. Liquid Glass sayesinde, arayüz artık sadece pencerelerden oluşmuyor; duvar kâğıtlarının, uygulamaların ve pencerelerin iç içe geçtiği bir yapı oluşturuluyor.
Apple’ın bu tasarım dilini geliştirirken son derece titiz davrandığı da vurgulanıyor. Alan Dye, Apple stüdyolarında geliştirilen işlerin %99’unun kamuya sunulmadığını belirtti. Tasarımın zorluklarından birinin sadeliği koruyarak işlevselliği artırmak olduğunu ifade etti. Dye’a göre, Apple’ın başarısının arkasında yatan “gizli formül” de bu: Karmaşıklığı sadeleştirerek kullanıcıya daha zengin bir deneyim sunmak.
Liquid Glass, Apple’ın sadece camı sevdiğini değil, bu malzemenin dijital evrende yeniden tanımlanabileceğini gösteriyor. Dye, gelecekte bu dijital camın daha da gelişeceğini ve kullanıcıya daha fazla ifade gücü ve tepkisellik sunacağını ifade ediyor. Bu sayede kullanıcı, ekranla değil, doğrudan Liquid Glass ile etkileşime geçiyormuş gibi bir hisse sahip oluyor.
Apple, Liquid Glass’ın şu an için geliştirici betasını yayımlamış durumda. Temmuz ayında halka açık beta sürümünün çıkması ve sonbaharda tam sürüm olarak tüm cihazlara sunulması bekleniyor. iOS’ten visionOS’a kadar tüm işletim sistemlerini kapsayan bu dönüşüm, Apple’ın kullanıcı deneyimini yeniden tanımlamak adına attığı en kapsamlı adımlardan biri olarak değerlendiriliyor.
İlginizi çekebilir: PlayStation Plus Haziran 2025 oyunları belli oldu