Switch 2’nin tanıtılmasına günler kala Nintendo, oyun paylaşım sistemini yenileyerek Sanal Oyun Kartları (Virtual Game Cards) özelliğini duyurdu. Bu yeni sistem, dijital oyunları fiziksel oyun kartuşları kadar kolay paylaşılabilir hale getirmeyi amaçlıyor. Ancak bazı sınırlamalar nedeniyle tam anlamıyla modern bir deneyim sunup sunamayacağı tartışma konusu.
Nintendo Sanal Oyun Kartları nasıl çalışıyor?
Nintendo’nun Sanal Oyun Kartları, dijital oyunların fiziksel oyun kartları gibi görselleştirilmesini sağlıyor. Kullanıcılar, oyunları “kart” olarak görebilecek ve fiziksel oyun kartuşlarında olduğu gibi “çıkartma” ve “yükleme” terimlerini kullanarak oyunlarını paylaşabilecek.
Bu sistem, aynı Nintendo Hesabı’na giriş yapmış iki Switch konsolunun herhangi bir dijital oyunu paylaşmasına olanak tanıyor. Kullanıcılar bir konsolda oyunu “çıkartarak” diğerine “yükleyebiliyor.” Ancak bu paylaşımın gerçekleşebilmesi için cihazların birbirine fiziksel olarak yakın olması ve işlemi tamamlamak için internete bağlanması gerekiyor.
Bunun yanı sıra, Sanal Oyun Kartları aile üyeleri arasında da paylaşılabiliyor. Aynı Nintendo Hesabı’na bağlı aile grupları, bir oyunu iki hafta boyunca ödünç alabiliyor. Bu sürenin sonunda oyun otomatik olarak sahibine geri dönüyor. Ayrıca, her oyunun kayıt dosyaları oyunun oynandığı konsolda kalıyor. Böylece, Sanal Oyun Kartı tekrar paylaşılabilir ve oyuncular kaldıkları yerden devam edebilir.
Nintendo’nun mevcut dijital oyun paylaşım sistemi, bir Switch cihazını “birincil konsol” olarak belirlemeyi ve çevrimdışı oyun oynayabilmesini sağlarken, diğer cihazların “ikincil” olarak tanımlanmasını gerektiriyor. İkincil konsolların oyunları oynayabilmesi için sürekli bir internet bağlantısına ihtiyacı var.
Sanal Oyun Kartları, bu eski ve karmaşık sistemin yerine çok daha kullanıcı dostu bir deneyim sunuyor. Özellikle ebeveynler için, çocuklarıyla oyun paylaşımı çok daha kolay hale geliyor. Aynı şekilde, birden fazla Switch cihazı kullanan oyuncular için de süreç çok daha pratik hale getiriliyor.
Nintendo Switch oyun paylaşımı sistemi rakiplerinin gerisinde mi?
Nintendo’nun bu yeni oyun paylaşım modeli, bazı yönlerden kullanıcı dostu olsa da, sektördeki diğer büyük platformlarla kıyaslandığında bazı eksiklikleri de beraberinde getiriyor.
Örneğin, PlayStation ekosisteminde bir kullanıcı bir oyuna sahipse, onu hem PlayStation 4 hem de PlayStation 5’e indirip herhangi bir ek işlem yapmadan oynayabiliyor. Aynı durum Steam için de geçerli. Hatta Valve, Steam Aile Paylaşımı (Steam Family Sharing) özelliğiyle çoğu oyunun paylaşılmasına ve oynanmasına izin veriyor. Üstelik bilgisayarlar fiziksel olarak yan yana olmak zorunda değil.
Nintendo’nun Sanal Oyun Kartları, oyun paylaşımını büyük ölçüde kolaylaştırsa da, hâlâ bir internet bağlantısı gerektiriyor ve aynı anda birden fazla kişinin oyunu oynamasına izin vermiyor. Bu durum, oyun sahiplerinin istedikleri esnekliği tam anlamıyla sağlayamayacağı anlamına geliyor.
Oyun dünyasında, Dijital Hak Yönetimi (DRM) sistemlerine duyulan hassasiyet oldukça yüksek. Bunu en iyi şekilde, Microsoft’un Xbox One’ın ilk tanıtımı sırasında yaşadığı büyük tepki gösteriyor. Xbox One’ın dijital oyun paylaşım sistemine getirdiği sınırlamalar, büyük eleştiriler almış ve şirket bu kararlardan geri adım atmak zorunda kalmıştı.
Nintendo, doğrudan benzer bir politika izlemese de Sanal Oyun Kartları ile benzer bir dijital paylaşım modeli sunuyor. Mevcut sistemden daha iyi olduğu kesin olsa da, hala internet gereksinimi ve oyun paylaşımına getirilen sınırlamalar nedeniyle eleştirilere açık.
İlginizi çekebilir: Ubisoft’tan tarihi adım